30 Ekim 2011 Pazar

Birini seviyorsanız O’na bunu söylemekten çekinmeyin, …Ve en önemlisi… Geç kalmayın…

İşte yoğun bir günün ilk yarısı geride kaldı…

Paris’te bir kafede bir yandan birşeyler atıştırırken, bir yandan Jacques Brel’le Amsterdam günlerinden konuşmak; yıllar önce Elvis Presley’in Indianapolis’te verdiği son konserini en ön sıradan izlemek ya da Sade’nin büyülü sesinden Jezebel’in hikayesini dinlemek istemez miydiniz? Belki kahvenizi yudumlarken Sting’in son şarkısına kulak vermek, ya da kahve keyfinizi son günlere damgasını vuran bir R&B yıldızıyla paylaşmak...

Tüm bunlar için biraz hayalgücü yeterli, ve tabii bir de günün stresinden kurtulup hayalgücünüzün sınırlarını genişletmenize yardımcı olacak bir sevgili.. Aslında O’nun sesini zaten kulaklarınızda cınlamıyormudur ? Tanıyorsunuz; alışmak hiç zor olmayacak...

Kısacası, günün ikinci yarısına aşkın şarkılarıyla hazırlanırken bir yandan da şehirde neler olup bittiğini öğrenmek; bir başka deyişle İstanbul’un kalp atışlarını duymak istiyorsanız kendinizle ve kulak cınlamalarınızla randevunuz var demektir..

“…Birini seviyorsanız O’na bunu söylemekten çekinmeyin, …Ve en önemlisi… Geç kalmayın…“

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder